ama nasil,
avuçlarimda camdan bir parça gibi kalbimi sikip
parmaklarimi kanatarak
kirasiya,
çildirasiya...
Erkek kadina dedi ki:
-Seni seviyorum,
ama nasil,
kilometrelerce derin, kilometrelerle dümdüz,
yüzde yüz, yüzde bir besyüz
yüzde hudutsuz kere yüz...
Kadin erkege dedi ki:
-Baktim
dudagimla, yüregimle, kafamla;
severek, korkarak, egilerek,
dudagina, yüregine, kafana.
Simdi ne söylüyorsam
karanlikta bir fisilti gibi sen ögrettin bana...
Ve artik
biliyorum:
Topragin ---
Yüzü günesli bir ana gibi ---
En son, en güzel çocugunu emzirdigini...
Fakat neyleyim
saçlarim dolanmis
ölmekte olanin parmaklarina
basimi kurtarmam kabil
degil!
Sen
yürümelisin ,
yeni dogan çocugun
gözlerine bakarak...
Sen
yürümelisin,
beni birakarak...
Kadin sustu.
SARILDILAR
Bir kitap düstü yere...
Kapandi bir pencere...
AYRILDILAR...
* * * * *
AYKIRI YAŞAMAK
Geriye bakarak yanıtlıyoruz birbirimizi
Bir destek aranır bir güç alırcasınaDönerek ikide bir anıların ülkesine..
Alnımızı gererek konuşuyoruz, kaşlarımızıBir ince eğimle siper edip bakışlarımıza
Çok iyi bildiğimiz bir duyguyu- O biraz yenilgiye biraz ezikliğe benzer Ortak yaşadığımız sızım sızım -Saklamaya çalışıyoruz birbirimizden.
Uzun uzun susuyoruz sözün kıyılarındaHangi kapıyı aralasak bir uzaklık esiyor
Hiçbir düşünceyi sonuna dek götüremiyoruz.- Böyle belirlenmiş sınırlar içinde Bir iç denetimle, bir dış denetimle Konuşmasak da eski tadını yitirdi -Düşler kuruyoruz yeniden gelecek üzerineKaldırıp kirpiklerimizi ayak uçlarımızdanDağlara bakıyoruz, ufuklara, bulutlara- Ah, o insan yüreğinin değişmeyen tutkusu -Bir güncel sesle sonra, çirkin ve çiğBir kirli görüntüyle hayata ilişkinDönüyoruz gerçeğin o kalın çizgisine..
Yeni yeni yaşamlar kuruyoruz ödünler vererekAklımızda yüzlerce geçerli açıklama:"Yaşamak zorundayız nasılsa, iyidirHiç yoktan var olmak" adına Karşı çıktığımız ne varsa yapıyoruz hepsini.
Bir kan pıhtısı gibi yarada kuruyanBinlerce uyuşturucu merhemle donuyor kalbinizdeAnılar inançlar incelikler düşler..
########
Bana sorular öğreten dost
Bir de sen bulmadıkça doğrular yarımdır diyen..
Kimi gün bir türkü, kimi gün şiirlerle
Kitaplarla daha çok, giderek kitaplarla
Sabırlı, içten,yalın
Örnekler çıkarıp adım adım
Küçücük bir kentin kapalı hayatından
Bana dünyaları gösteren dost..
Telâşını taşıyorum yıllardır
Konuşurken birbirine vurduğun parmaklarının
Ve içine yüreğini koyup koyup
Ak güvercinler gibi ağzından uçurduğun
O büyülü, sıcak, doğru sözlerinin..
Sesini çoğaltıyorum sesler içinde
Bir tutku gibi geciktikçe büyüyen
İnancının onurunu taşıyorum yıllardır.
#####
İnsan ki anılardan bir buluttur
Hayatın sonsuzluğa akıp giden göğünde
Savruldukça çoğalır çözüldükçe birikir..
Düşmeden son damlası toprağın rahmine
Kimbilir kaç mevsim görür
Kaç rüzgâr geçirir..
#####
İnsan belleğinin ihanete vuran unutuşu
Ey yanlışı emziren kör meme
Hayatın kaçınılmaz kusuru..
Kapındayız işte koskoca bir geçmişle
Ölüler diriler düşenler dövüşenler..
Nicedir boşluğunda kimsesiz rüzgârların
Acı çığlıklar attığı cansız alanlar
Doğrular, yanlışlar..
Bir gizli dil gibi öfkenin için için
Derininde büyüdüğü dilsiz suskunluklar..
Kalanlar, kaybedilenler
Ne varsa, kapındayız işte
Tutuşturmak üzere yeniden
Zamanın küllenen yüreğini..
Sun bize inancın duru pınarlarından
Süzülen o eski tadını düşlerin;
Ömrümüzün acemi dallarında
O bir heyecanla telâş telâş açılan
Don vurmuş tomurcuğunu geleceğin..
Yaşamak ölümden üstün, acıdan büyük
Ver bize coşkusunu yeniden
Sesimizi geri ver
Sahipsiz kalmasın özgürlüğün türküleri
Kardeşliğin paylaşmanın sevginin
İnsanı çoğaltan o gönül zenginlikleri..
Zoru seçiyoruz yeniden, inançla, inatla
İyi, doğru ve güzel
Ne varsa "büyük insanlık" adına
Kapındayız işte bir daha
Tarihsin sen
İnsan emeği ve düşüyle yoğrulmuş
Göster bize geleceğin yollarını..
######
ZAMANA BENZEDIK
Hayatin süngüleri var,
(Daracik ömrümüzde genis sikintilar)
Mutlulugun genis kapilarinda.
Usul gülüslerimizde hüzün lekeleri
Kücük ayrintilara yöneldik nicedir
(Ice dönük, duygulu, karamsar).
Iki yüzümüz vardi, iki güzelligimiz
Umut ve Sevgi, kirmadan aynalar
(Ayni kirisikligimizda ayni sucun izi var).
Yalnizlik biricik benzerligimiz oldu,
Payimiza düsen o yalnis iliskilerden
(Herkese acisi kadar).
Ne konusmalarimizda bir tat,
Ne susmalarimizda bir hikmet
(Hep ayni bosluga acildi dar kapilar).
Olur olmaz seylerden alinir, kirar olduk,
Zamana benzedik iyice, cekilmesi zor,
(Aynalarin ardinda ayni kirin pasi var).
######
Senin Korkularini Benim İnceligimi
Ayrilik ne biliyor musun?
ne araya yolarin girmesi,
ne kapanan kapilar,
ne yildiz kaymasi gecede,
ne ceplerde tren tarifesi,
ne de turna katari gökte.
Insanin icini dökmekten vazgecmesi ayrilik!
Ipi kopmus boncuklar gibi yollara döktügü gözlerini,
birer damla düs kirikligi olarak toplamasi icine.
ardinda dünyalar isiyan camlar dururken,
duvarlara dalip dalip gitmesi.
türküsünü söyleyecek kimsesi kalmamak ayrilik.
sacina rüzgar, sesine isik düsürememek kimsenin.
cicekcilerden uzaga düsmesi insanin yolunun.
günesin bir ceza gibi dogmasi dünyaya.
iki adimdan biri insanin, sevincin kundakcisi,
hüznün armasi ayrilik.
o kücük ölüm!
usta dokunuslarla bizi ölüme hazirlayan.
ayrilik, o köpüklü öpüslerin ardindan gidip agzini yikadiginda baslamisti.
ben bulutlari gösterirken,
"bulmacanin bes harfli yemek sorusuna" yanit aramanla halkalanmis,
"askin sarabinin agzini actim, yar yüzünden icte murat bende kaldi"
türküsü tenimde dügümlenirken, odadan cikisinla yolunu tutmus,
daglarda öldürülen cocuklarin fotograflarini bir kenara itip,
"bu etegin üstüne bu bluz yakisti mi?"
diye sordugunda varacagi yere varmisti coktan.
simdi anliyor musun gidisinin neden ayrilik olmadigini,
bir yapragin düsmesi kadar ancak, acisi ve agirligi oldugunu.
bir toplama isleminin sonucunu yazmak gibi bir deger tasidigini.
bosluga bir bosluk katmadigini, kar yagdirmadigini yaz ortasinda...
ne mi yapacagim bundan sonra?
ayak izlerimi silmek icin sana gelen bütün yollari tersinden yürüyecegim önce.
siir yazmayacagim bir süre,
fotograflarini günese koyacagim, bir an önce sararsinlar diye.
hediyelik esya satan dükkanlarin önünden gecmeyecegim.
senin icin biriktirdigim yagmur suyunu, bir gül agacinin dibine dökecegim.
falci kadinlara inanmayacagim artik.
trafik polislerine asla sormayacagim,
gelecege isik düsüren bir gülüsle gülmeyecegim kimseye....
ne yapacagimi saniyorsun ki?
tenin tenime bu kadar sinmisken,
ömrüm azala azala önümden akarken ,
gittigin gercek bu kadar herkese benzerken ...
senin korkularini benim inceligimi doldurup yüregime,
biraktigin boslugu yonta yonta binlerce heykelini yapacagim.
# # # #
Kocaman Bir Çoçugu Öpüyorsun
Sen bende neleri öpüyorsun bir bilsen
Herkesin perde perde çekildiği bir akşam
Siyah bir su gibi yollara akan yalnızlığı öpüyorsun
Ağzında eriklerin aceleci tadı
Elleri bulut, gözleri ot bürümüş ekin tarlası
Bir çocuğun düşlerine inen tokadı öpüyorsun.
Yağmur her zaman gökkuşağını getirmiyor
Aralık kapılarda bekleyişin çarpıntısı
Bir kadının eksildikçe ömrüme
Bir kadının eksildikçe ömrüme eklenen
Uzun gecelerini, solgun gövdesini öpüyorsun.
Uzak dağ köylerine vuran ay ışığı
Kerpiçlerden saraylar kuruyor yoksulluğa
Ne suların ibrişimi ne gökyüzü ne rüzgâr
Sen bende gittikçe kararan bir halkı öpüyorsun
Sakarya Caddesi'nde sarhoşlar
Rakıyla buğulanmış kaldırımlarına gecenin
Yüksek sesle bir şeyler çiziyorlar.
Yalnızlık her koşulda bir sığınak bulur, diyorum
Uzanıp dudağımdaki titremeyi öpüyorsun.
Örseler acıyla düştüğü yeri
Susarak büyüyen adamların sevgisi.
Ağzında pas tadıyla bir inceliği söylemek
Bir gülünç içtenliktir, gecikmiş ve ezik
Sen bende yanlış bir ömrün tortusunu öpüyorsun.
İnsanın zamana karşı biricik şansıdır aşk
Onca kapı onca duvar içinde bulur aynasını.
Sen bende neleri öpüyorsun biliyor musun
Herkesin simsiyah kesildiği bir akşam
Yıldızlarla yedirenk gökyüzünü öpüyorsun.
Sen bende, gözlerinin anne ışığıyla
Bir solgunluktan doğan kocaman bir çocuğu öpüyorsun.
## ## ##
Sefil bir nazara geldim
Nargile içinde duman
Baharsız sevişme edasındayım kimsesiz...
İzah edemiyor durumumu,hiçbir argüman
Ya bitir bu gelişmeyi kökünden
Yada kısa dalga bir şeyler çalınsın
Yine eskisi gibi radyolarda
Hani megahertz filan,bazı sırlar veriyordu
Metalik sesleri ve bordroları olan
Saygın adamlar...!
#####
AYRILIK NE BİLİYOR MUSUN?
Ne araya yollarin girmesi,
ne kapanan kapilar,
ne yildiz kaymasi gecede,
ne ceplerde tren tarifesi,
ne de turna katari gökte.
Insanin içini dökmekten vazgeçmesi ayrilik!
Ipi kopmus boncuklar gibi yollara döktügü gözlerini,
birer damla düs kirikligi olarak toplamasi içine.
Ardinda dünyalar isiyan camlar dururken,
duvarlara dalip dalip gitmesi.
Türküsünü söylecek kimsesi kalmamak ayrilik.
Saçina rüzgar, sesine isik düsürememek kimsenin.
Çiçekçilerden uzaga düsmesi insanin yolunun.
Günesin bir ceza gibi dogmasi dünyaya.
Iki adimdan biri insanin, sevincin kundakçisi,
hüznün armasi ayrilik.
O küçük ölüm!
Usta dokunuslarla bizi büyük ölüme hazirlayan.
Ayrilik, o köpüklü öpüslerin ardindan gidip agzini yikadiginda baslamisti.
Ben bulutlari gösterirken,
"bulmacanin bes harfli yemek sorusuna" yanit aramanla halkalanmis
"Askin sarabinin agzini açtim, yar yüzünden içti murt bende kaldi"
türküsü tenimde dügümlenirken, odadan çikisinla yolunu tutmus,
Daglarda öldürülen çocuklarin fotograflarini bir kenara itip,
"bu etegin üstüne bu bluz yakisti mi?"
diye sordugunda varacagi yere varmisti çoktan.
Simdi anliyormusun gidisinin neden ayrilik olmadigini,
bir yapragin düsmesi kadar ancak, acisi ve agirligi oldugunu.
Bir toplama isleminin sonucunu yazmak gibi bir deger tasidigini.
Bosluga bir bosluk katmadigini, kar yagdirmadigini yaz ortasinda....
Ne mi yapacagim bundan sonra?
Ayak izlerimi silmek için sana gelen bütün yollari tersinden yürüyecegim önce.
Siir yazmayacagim bir süre,
Fotograflarini günese koyacagim, bir an önce sararsinlar diye.
Hediyelik esya satan dükkanlarin önünden geçmeyecegim.
Senin için biriktirdigim yagmur suyunu, bir gül agacinin dibine dökecegim.
Falci kadinlara inanmayacagim artik.
Trafik polislerine adres sormayacagim,
Gelecege isik düsüren bir gülüsle gülmeyecegim kimseye....
Ne yapacagimi saniyorsun ki?
Tenin tenime bu kadar sinmisken,
ömrüm azala azala önümden akarken,
gittigin gerçek bu kadar herkese benzerken..
Senin korkularini, benim inceligimi doldurup yüregime,
biraktigin boslugu yonta yonta binlerce heykelini yapacagim.
****

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder